Çözüm Odaklı Yaşamak
1988 senesinde yapılan bir deney bize ilginç bir sonuç veriyor. Başarısızlık kafada başlar. 1988 senesinde çocukların öğrenilmiş çaresizliğe nasıl tepki vereceklerini ölçmek için bir deney yapılıyor. Öncelikle öğrenilmiş çaresizlik nedir onu izah edelim. Deneye tabi tutulan hayvan başarısız girişimlerden sonra artık yapabilecek olsa dahi yapmamasına öğrenilmiş çaresizlik deniyor. Örneğin bir fanusa bir köpek balığı ve bir balık konuyor aralarında da bir cam, köpek balığı her hamle yaptığında kafasını o cama vuruyor bir süre sonra arada ki cam kaldırıldığında dahi köpek balığı “ben artık denemeyeyim lanet olası bir işe yaramazım hiçbir şeyi başaramam” deyip artık denemiyor.
Dwegg ve Leggett isimli bilim insanlarıysa çocukları böyle bir deneye tabi tutuyorlar. Ve çocukların verdiği tepkileri 2 ye ayırıyorlar. “mastery-oriented” ve “helpless-oriented”
Bu çocuklara toplam 8+4 şeklinde 12 soru soruluyor ilk 8 soru oldukça kolayken son 4 soru kazık. Çocuklar çözmeye başlıyorlar 6. Soruda durdurulup sınavın nasıl gittiğ
i soruluyor, çocuklar olumlu şeyler söylerken son 4 soruya gelince belirgin farklar ortaya çıkıyor.
Helpless oriented çocuklar
Başarısızlıklarının sebebinin kendileri olduklarını düşünüyorlar. Ve negatif tepkiler vermeye başlıyorlar, çoğu konuyla alakasız işler yapmaya, yaramazlık yapmaya ve iyi oldukları yönleri söylemeye başlıyorlar. Özetle bu arkadaşlar başarısızlıklarını kaybediş olarak düşünüyorlar. Daha fazla çaba göstermemeye başlıyorlar.
Mastery Oriented çocuklar
Bu arkadaşlarımız, bu durumu bir challange olarak görüp, challange accepted diyorlar, insert coin yapıp oyuna daha sıkı sarılıyorlar. Çoğusu ben 8 soruyu çözdüm, bunu da çözerim diyorlar ve çözüm stratejisi geliştirmeye enerji harcıyorlar.
Bu iki tepki arasında ki farksa
Helpless oriented çocuklar bu sınavı performans görevi olarak görürken kendilerini ispat çabasıyla hareket ediyorlar, mastery oriented’lar aynı
sınavı bir öğrenme yolu olarak görüyor. Tek çabaları kendi geliştirmek.
Birisi başarısızlığını ‘yeterince çalışmadım zaten, knk bundan 70 alsam, hoca da sözlüme 100 verse geçerim‘ olarak görürken, diğer grup ‘aa demek şu şöyleymiş, neyse öğrenmiş olduk’ diyor.
Ufkumuz genişledi mi ?
Ufuk açıcı makale : https://www.unco.edu/cebs/psychological-sciences/about-us/faculty-staff/pugh-kevin/dweck_leggett88.pdf